İster fiziksel ister mental olsun, uykusuzluğun ve uyku problemlerinin olumsuz sonuçlarına hepimiz aşinayız. Örneğin uyku kalitenizin düşük olduğu bir gecenin ardından kendinizi yorgun ve huysuz hissedebilirsiniz. Uykusuzluğun bu ve benzeri daha bilindik sonuçlarının yanı sıra; yakın zamanda Simon ve ark. (2022) tarafından yürütülen çalışmada ne kadar iyi uyuduğumuzun başkalarına yardım etme motivasyonumuzu ve davranışımızı etkilediği bulundu. Araştırmacılar yürüttükleri 3 farklı çalışmada kötü bir uyku düzeninin başkalarına yardım etme eğilimimizi azalttığını gösterdiler. Çalışmanın sonuçları bu etkinin gerek bireysel düzeyde gerek uzun vadede gerekse bütün bir ulus için geçerli olduğunu ortaya koyuyor. Dahası, Sosyal Kognisyon Ağı adı verilen ve başkalarını anlama ve onlarla etkileşmemiz için gerekli olduğu düşünülen beyin ağının aktivitesi de uyku durumumuza göre değişiyor.
İlk deneyde katılımcılara kendilerinden yardım talep edilen durumları anlatan örnek senaryolar veriliyor ve bu durumlarda yardım bekleyen kişilere ne ölçüde yardım edecekleri soruluyor. Kritik olan ise katılımcılar bu sorulara iki farklı deney koşulunda yanıt veriyorlar: 1) Normal bir uykunun ertesinde ve 2) Uykusuz kaldıkları bir gecenin ardından. Kişilerin uykusuz kalmaları ise laboratuvar ortamında sürekli gözlenerek ve uykuya dalmaları halinde düzenli olarak uyandırılarak sağlanıyor. Böylece uyku eksikliğinden emin olunuyor.
Uykusuz geçen gecenin ardından katılımcıların yardım taleplerine karşı daha olumsuz yaklaştıkları görülüyor (Figür 1, sol panel). Daha sonra bu katılımcılarını bilişsel bir görev sırasında beyin aktiviteleri kaydediliyor. Bu görevde katılımcılara farklı insan profilleri gösteriliyor ve onlardan bu kişilerin belirli kişilik özelliklerini puanlamaları isteniyor. Örneğin 26 yaşında erkek bir hemşirenin onlar için ne kadar sıcakkanlı olduğunu puanlıyorlar. İlginç olan ise, katılımcıların bu görevi yaptıkları sırada sosyal kognisyon ağındaki beyin aktivitesinin uykusuz kaldıklarında azaldığı gözleniyor (Figür 1, orta panel). Daha önceki çalışmalar bu ağın sosyal kognisyonla, başkalarını anlayabilme ve etkileşebilme, doğrudan ilişkili olduğunu gösterirken, ağdaki aktivitenin yardım eğilimini yordadığı görülüyor (Figür 1, sağ panel).
Yapılan ikinci çalışmada ise uyku kalitesindeki günlük dalgalanmaların yardım eğilimini etkilediği ortaya konmuş. Bir başka katılımcı grubundan 4 gün boyunca uyku kalitelerini kayıt altına almaları ve ilk çalışmadakine benzer sorulara yanıtlar vermeleri istenmiş. Sonuçlara göre uyku kalitesinde bir geceden diğerine yaşanan değişim yardım davranışında da değişiklik ile karşılık buluyor (Figür 2).
Son olarak araştırmacıların uyku ve yardım davranışına dair hipotezlerini ulusal düzeyde test ediyorlar. Bunu da uykudan 1 saatlik mahrumiyetin ertesi günkü yardım davranışına etkisini inceleyerek yapıyorlar. Türkiyedekine benzer şekilde Yaz Saati (YS) uygulaması olan Amerika Birleşik Devletlerinde yılda bir gün saatler 1 saat ileri alınıyor ve böylece o gece 1 saat eksik uyunmuş oluyor. Sonuçlar YS uygulamasının olduğu haftada, öncesi ve sonrasına kıyasla ülke genelinde yapılan maddi bağışların azalmış olduğunu gösteriyor (Figür 3).
Araştırmacılar uyku ve yardım davranışı arasındaki gözlemlenen bu ilişkinin ünlü “kaç ya da savaş” yanıtının üretiminden sorumlu sempatik sinir sistemimiz ile ilintili olabileceğinden şüpheleniyorlar. Artan kortizol (“stres hormonu”) seviyelerinin sosyal davranışlarda azalmaya neden olduğu bilinen bir gerçek. Uykusuzluk durumunda ise akut stres yanıtının benzer bir yanıt mekanizmasını tetikleyebileceği düşünülüyor.
Özetlenen bu 3 çalışmanın sonuçlarına göre uyku ve yardımseverlik arasındaki ilişkinin gerekse kişisel gerek uzun vadeli gerekse ulusal boyutta tekrarlanıyor olması oldukça ilgi çekici. Sanıyorum ki bundan sonra bir arkadaşımızdan yardım istemeden önce uykusunu iyi aldığından emin olsak iyi olur!
Recent Comments